
Daha ilkokul beş veya ortaokul birinci sınıfta iken (1969-1970) çizgi roman Tarkan ile başladım okumaya. Tarkan mecmuası (dergisi), Büyük Hun İmparatoru Atilla'nın elçisi, fedaisi olan Tarkan'ın maceralarını anlatır. Hatta Sezgin Burak'ın yazıp çizdiği, haftada bir Çarşamba günleri çıkan Tarkan dergisinin bazı sayılarını ortaokul ikinci sınıfta İş Bilgisi dersinde (İş Teknik) cilt yapmıştım. Derken Kara Murat, Zagor, Teksas, Tommiks gibi çizgi romanları da okumaya başladım. Sonra ortaokul ikinci sınıfta Türkçe öğretmenimiz rahmetli Nuriye Çeltik iki tane romanın özetini çıkartmamızı ödev olarak vermişti. Okuduğum ilk romanlar bunlardı. Hem de altını çizerek okuduğum ve özetini çıkardığım. Nuriye Çeltik daha sonra şimdi sevgili arkadaşım olan A. Vasi Köse ile evlenmişti.



1970'lerin sonlarına doğru Hüsnü Kılıç (Salihçavuşoğlu) gazete bayisi iken Hergün gazetesini abone yoluyla Hassa'da en çok satılan gazete durumuna getirmiştim. Ben, Hergün ve Tercüman gazetelerine abone idim. Ayrıca karşıt görüşlü gazeteleri de okurdum. Hatta onlara abone olduğum da olurdu. Gazeteler zaman zaman kupon karşılığı kitap ve ansiklopedi veriyorlardı.

Şu an kitaplığımda o kitaplardan bulunmaktadır.
Kitap okuma alışkanlığını kazanınca "zaman ve mekân bulamıyorum, fırsatım olmuyor" mazeretine sığınmıyorsunuz. İstedikten sonra en ölü zamanda bile kitap okunabilir. Her fırsatı kitap okumak için değerlendirmek mümkündür. Daha sonraki yıllarda otobüsle yaptığım uzun yolculuğun dışında kısa mesafeli dolmuşla yolculuk yaparken de çok kitap okudum. Kitabı okurken önemli gördüğüm satırların altını çizerim. Bu bende alışkanlık yaptı. Hatta altını çizdiğim satırların bazılarını zaman zaman gazetede "Altı Çizili Satırlar" veya "Altını Çizdiğim Satırlar" üst başlığı ile yayınladım. Gazetelerde yayınlanan beğendiğim bazı köşe yazılarının fotokopilerini bazı arkadaşlara posta ile gönderdim. En iyi hediyenin kitap olduğuna inanıyorum. Çok kişiye kitap hediye etmişimdir. İnsanı yanıltmayan, aldatmayan en iyi arkadaşın da kitap olduğunu düşünüyorum. Kitapların yararını görmemiz için yapacağımız iş kitabı zamanında okumaktır. Zamanından önce de, sonra da okunan kitap bize gerektiği kadar faydalı olamaz.

Kitabı yıpratmadan okumak ve muhafaza etmek gerekir. Kitap, 180 derece açılarak okunmaz. Bükülerek okunmaz. Okurken muhakkak önemli gördüğüm satırların altını çizerim. Bazen sayfaların kenarlarına notlar düşerim. Okuduğum kitaba sahip olmak isterim. Ödünç kitap vermeyi de sevmiyorum.

Bu sürede, kişisel kazancım aldığım ve temin ettiğim kitaplar ile yazdığım dergiler ve yayınlanmış kitaplarımdır. Biricik evladım oğluma bırakacağım miras budur.

Gittiğim yerlerde mümkün mertebe kitapçıları gezerim. Kitapları incelerim; önsözünü, son sözünü, arka kapak yazısını, künyesini ve içindekiler kısmını okurum. Kitap ile ilgili bilgileri edinirim. Kitabı alıp almayacağıma böylece karar veririm.
Bu alışkanlık daha sonraki yıllarda kitap tanıtım yazıları yazmaya yöneltti beni. Beş yıl boyunca değişik dergi ve gazetelerde yüzlerce kitabın tanıtım yazılarını yazdım. İşte "Hatay Kitapları" adlı kitabım da bu yazılardan oluşmaktadır.

Gazetelerin Kitap Ekleri
Kitap eki Gazete Sıklık Yayın günü
"Aydınlık Kitap" Aydınlık Haftalık Her hafta cuma günü
"Akşam Kitap" Akşam Aylık Her ayın ikinci haftası cuma
"Cumhuriyet Kitap" Cumhuriyet Haftalık Her hafta perşembe günü
"Dünya Kitap" Dünya Aylık Her ayın ilk cuma günü
"Habertürk Kitap" Habertürk Yıllık Her yıl İstanbul Kitap Fuarı dönemi
"Milliyet Kitap" Milliyet Aylık Her ayın ikinci haftası çarşamba
"Radikal Kitap" Radikal, Haftalık Her cuma günü
"Sabah Kitap" Sabah Aylık Her ayın üçüncü haftası cuma günü
"Star Kitap" Star Aylık Her ayın ikinci perşembe günü
"Vatan Kitap" Vatan Aylık Her ayın on beşinde
"Yeniçağ Kitap Eki" Yeniçağ Aylık Her ayın üçüncü haftası cumartesi
"Yeni Şafak Kitap" Yeni Şafak Aylık Her ayın ikinci haftası çarşamba
"Yurt Kültür" Yurt Haftalık Her hafta cumartesi