Dünkünün Devamı KOMÜNİSTLER, ATATÜRK YOBAZLARI, DİL DÜŞMANLARI Bunun yanında bir milletin hayatında dilin son derece mühim olduğunu belir ten Bâkiler, “Milletleri onların dilleri ayakta tutar. Millet dil birliğinden ibarettir. Ben Türkçe üzerinde durduğum ve Türkçe üzerinde büyük bir hassasiyetle çalıştığım için, bir takım dil yobazları da Atatürk yobazları da ba na şiddetle hücum ettiler ve beni cezalandırmak, beni geri hizmetlere çekmek istediler. Onların da çok zararını gördüm. Yani komünist olmadığım için komünistlerin şiddetli hücumlarına uğradım. Atatürk yobazı olmadığım için Atatürk yobazlarının hücumuna uğradım. Dilimizi sevdiğim için Türkçe’nin güzelliğini ortadan kaldırmak isteyen kimselerin hücumuyla karşı karşıya kaldım” dedi. Dil ve din milletlerin yaşayışında çok mühim iki ana kuvvet olduğunu dile getiren Bâkiler şunları söyledi: “Ama bu iki ana kuvvetten dil dinden çok daha mühimdir. Çünkü dil olmasa dini anlatmamız imkânsızdır. Bunu aynı zamanda sevgili Peygamberimiz’de (s.a.v) söylüyor. O’na (s.a.v) sormuşlar; Din nedir Ya Rasulallah? (s.a.v) ‘Din nasihattır’ demiş. O nasihatı güzel bir Türkçe ile yapmak lazım.” TBMM ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ VERİLDİ Dünden bugüne 30’dan fazla kuruluşun takdirnamesini aldığını söyleyen Yavuz Bülent Bâkiler, Türkçeye ve Türklüğe yaptığı hizmetlerden dolayı aldığı bir takım ödülleri şöyle sıraladı: “Mesela iki Azerbaycan Üniversitesi televizyonda hazırladığım ve sunduğum ‘Sözün Doğrusu’ isimli program münasebetiyle ‘Fahri Edebiyat Doktora’ unvanı verdi. Birisi Azerbaycan Gence Üniversitesi, öbürü Azerbaycan Asya Üniversitesi. Azerbaycan’da yazarlar birliği beni dünya Türklüğü’ne hizmetle ödüllendirdi. Çanakkale Üniversitesi ‘Fahri Edebiyat Doktora’ unvanı verdi. Sivas Üniversitesi ‘Fahri Edebiyat Doktora’ unvanı verdi. Bir takım çeşitli valilikler Türk diline hizmetle şereflendirdiler. Atatürk Kültür Merkezi, Türkçe’yi şiirlerimde taçlandırdığım ve Türkçe’yi güzel kullandığım için bana takdirname verdi ve şeref üyeliğine kabul etti. Bunun yanında Gaziantep vilayeti ve Malatya fahri hemşeri olarak kabul etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi ‘Üstün Hizmet’ ödülü verildi. Bunun yanında başka kuruluşların takdirnameleri var üzerimde.” * * * Erdemli’nin yiğit evladı terör gazisi şair Albay Hüseyin Kılbaş’tan Yavuz Bülent Bâkiler’e sesleniş. YAVUZ BÜLENT BÂKİLER Üstadım’a Saygılarımla Çile dolu yolların yılmaz yağız yolcusu, Bin yıllık öz kültürün sönmez közü Bâkiler. Geçmişten geleceğe medeniyet elçisi, Aydınlık yarınların derin izi Bâkiler. En mukaddes davanın yorulmaz ülkü eri, Hira’dan çarpan yürek başlattı bu seferi, Ebediyyet yolunun alpereni, neferi, Yesevî ocağının Yunus yüzü Bâkiler. Sevdası Anadolu, öncü nesildi derdi, Arı duru tertemiz Türkçeydi ana yurdu, Yaratılan her canı Yunusça güzel gördü, Has iplikten ipekten gönül gözü Bâkiler. Mevlânâ, Dede Korkut töresiyle doludur. İlim irfan dalının solmayacak gülüdür. Bir bayrak adam olmak düsturudur, yoludur. Kalem tutan ellere örnek yazı Bâkiler. “Üsküp’ten Kosova’ya” mefkûremin gururu. “Yalnızlık” ve “Harman”la nasip oldu şuuru. Gıyabî öğretmenim, kısa ömrün süruru. Yârenler meclisinin sırlı sözü Bâkiler. Gazi Albay Hüseyin KILBAŞ YAVUZ BÜLENT BÂKİLER’E VEFA Türk Dünyasının ve Türk Edebiyatının usta kalemlerinden Sivaslı Yavuz Bülent Bâkiler için Hatay Şairler Yazarlar Derneği ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği “Türk şiirinin ustalarından Yavuz Bülent Bâkiler’e vefa programı” 11 Haziran 2019 tarihinde saat 20.00’de Antakya’da Hatay Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Etkinlikte Yavuz Bülent Bâkiler’in özgeçmişi görsel olarak verildi, şiirlerinden örnekler okundu. Sonra sahneye davet edilen Yazar-Şair Yavuz Bülent Bâkiler “Ses Bayrağımız Türkçe” konulu bir konuşma yaptı, iki tane de şiir okudu. Bu etkinlik için hazırlanan “Cihanı Dirilten Turan Cemresi Yavuz Bülent Bâkiler” kitapçığı davetlilere dağıtıldı. Etkinlikten bir gün önce Yavuz Bülent Bâkiler’i Hatay Şairler Yazarlar Derneği Başkanı şair Ali Parlak Ergin Medya TV’de “Ozan Türkmen ile Şairler Konağı”nda konuk etti. Programdan sonra kendisine “Hatay Kitapları” adlı kitabımı imzalayarak hediye ettim. Kendisi de bana “Harman” adlı şiir kitabını imzalayarak hediye etti. Sohbetlerinde gayet esprili bir kişiliğinin olduğunu gördüm. Daha ortaokul yıllarında babasının isteği ile Necip Fazıl Kısakürek’in Büyük Doğu’daki yazdığı makalelerini okuyarak büyüdüğünü, lise yıllarında ise Arif Nihat Asya’nın etkisinde kaldığını ve kendisinin yetişmesinde bu iki şairin izinin olduğunu söyledi. Bir milletin var olabilmesi ve hayatiyetini devam ettirebilmesi için dilin çok önemli olduğunu, edebiyatın dil ile olacağını ve batılıların “Millet, edebiyatı olan topluluktur” dediğini ifade etti. Birlikte Hatay Arkeoloji Müzesi’ni bir saat gezdik. Böyle bir müze görmediğini söyleyerek beğendiğini, harika bir müze olduğunu ifade etti. 83 yaşındaki bir insan olarak bizimle birlikte akşama kadar gezdi ve akşam da programda ayakta konuşmasını yapmasına rağmen yorgunluğunu hissettirmedi. Sohbetimizde anlattığı siyası bir hatırası ilginçti. Milletvekili seçimlerinde Sivas’ta Adalet Partisi’nden 5. sıra adayı olduğunu ve bir önceki seçimde Adalet Partisi’nin altı milletvekili çıkardığını, kendisinin beşinci sırada olduğu için seçilmesine kesin gözüyle bakılırken Adalet Partisi seçimlerde dört milletvekili çıkarabilmiş ve kendisi seçilememiş. Daha sonraki seçimlerde Adalet Partisi’nin dördüncü sırasında olmuş ancak üç milletvekili çıkarabildiği için yine seçilememiş. Daha sonraki seçimde üçüncü sırada aday olmuş ve seçim sonucunda Adalet Partisi iki milletvekili çıkardığı için yine seçilememiş. Hem de Adalet Partisi İl Başkanı iken kaybetmiş. Siyasette buna benzer örnekler var. Bu örnekte de olduğu gibi insanın kaderine yazılmamışsa, şansı yaver gitmemişse, kısmetinde yoksa zamanlama da uygun değilse ne kadar uğraşırsan uğraş sonuç alamıyorsun. Kendisinin evinde beş bin kitabının olduğunu, okumaya ve yazmaya bu kadar ilgili olmasına rağmen iki evladının bu kitaplara dokunmadığını, hiç okumadıklarını da acı bir şekilde anlattı. Çocuklarımız güdük yetiştiriliyor, evlerimizde kitap ve kitaplık yoktur diyerek okuma hususunda bir yerlerde yanlışlık yapıldığını, onun için aileler ve devlet olarak okumaya önem vermemiz gerektiğini söyledi. İlk zamanlar beş dakikalık irticalen konuşma becerisinin olmadığını ama bu okumalar sayesinde kelime hazinesinin çoğalmasıyla saatlerce irticalen konuşabildiğini ifade etti. Daha önce Hatay’a hiç gelmediğini, ilk defa bu etkinlik için geldiğini söyleyen Sayın Yavuz Bülent Bâkiler’e sağlıklı günler ve yıllar diliyorum. Edebiyatımıza ve fikir dünyamıza daha nice güzel ve değerli eserler yazmasını temenni ediyorum. Bu etkinliği düzenleyen Hatay Şairler Yazarlar Derneği ve Derneğin Başkanı Ali Parlak başta olmak üzere emeği geçen, katkı veren herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
