YAVUZ BÜLENT BÂKİLER « Kırıkhan Olay Gazetesi-Hatay'da Hızlı doğru tarafsız haberciliğin merkezi

27 Nisan 2024 - 04:11

YAVUZ BÜLENT BÂKİLER

YAVUZ BÜLENT BÂKİLER
Son Güncelleme :

17 Haziran 2019 - 8:07

Şair, yazar, gazetecilik, yöneticilik ve avukatlık da yapan Yavuz Bülent Bâkiler Türkçe aşığı bir insandır. Güzel ve doğru Türkçe sevdalısıdır. Güzel konuşur ve doğru yazar. Türkçe üzerine çok yazı yazmıştır. Yaşayan Türkçeyi savunmuştur. Türkçemizin ve şiirimizin milli muhafızıdır. Ömrünü Türkiye’ye, Türk Dünyasına ve Türkçeye adamıştır. 200 yıl önce ailesi Azerbaycan’dan önce Maraş’a, sonra Ağrı’ya ve sonra da Sivas’a yerleşmiş göçmen bir ailenin çocuğu olan Yavuz Bülent Bâkiler 23 Nisan 1936 Sivas doğumludur. Çocukluğu bin civarında halk şairinin olduğu söylenen Sivas’ta geçmiştir. İlk ve orta öğrenimini Sivas, Gaziantep ve Malatya’da tamamladı. 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kısa bir süre Yeni İstanbul gazetesinde çalıştı. TRT Ankara Radyosu Merkez Program Dairesi Başkanlığı’nda raportör olarak çalışırken çeşitli kültür programları hazırladı ve sundu. 1969-1975 yılları arasında Sivas’ta avukatlık yaptı. İl Başkanlığı görevinde bulunduğu Adalet Partisi’nden belediye başkanı ve milletvekili adayı gösterildi. 1975-1976 yılları arasında Başbakanlık Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı’nda hukuk müşavirliği yapan ve 1976-1979 yılları arasında Ankara Televizyonu’nda çalıştıktan sonra 1979-1980 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görevlendirildi. 12 Eylül Darbesi’nin ardından müşavir kadrosuna atandı ve 1992’ye kadar bu bakanlıktaki hizmetini sürdürdü. İki yıl da Başbakanlık müşaviri olarak görev yaptıktan sonra 1994’te emekli oldu. Liseden mezun olduğu 1953 yılında Türk Sanatı dergisinde çıkan ilk şiirinin ardından şiirleri mahallî dergi ve gazetelerde yayımlandı. Hisar dergisi şairleri arasında yer aldı. Uzun süre Tercüman ve Türkiye gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 24 Mart 2013 tarihinde Türkiye gazetesindeki görevinden kendi isteğiyle ayrıldı. Eserleri Yalnızlık, (1962) Duvak, (1971) Seninle, (1986) Harman, (2003) Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin Üsküp’ten Kosova’ya (1979) Türkistan Türkistan (1986) Avrupa’da Türk İzleri Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamardır Şiirimizde Ana (1976) Tabuları Yıkmak Sivas’a Şiir (1973) Âşık Veysel (1986) Elçibey Mehmet Akif’te Çağdaş Türkiye İdeali (1990) Sözün Doğrusu 1-2 (2002) Sevgi Mektupları Gidenlerin Ardından Arif Nihat Asya İhtişamı Muhsin Başkan Kılıçlar ve Kalemler Unutamadıklarım Gönlümdekiler ve Ötekiler Hatırladıklarım Sorgular Savunmalar Leyleğin Kanadında * * * 1980 öncesi bir kasette Yavuz Bülent Bâkiler’in bir şiirini dinlemiştim. Bu kasette “Anadolu” adlı şiiri seslendirilmişti. Çok hoşuma gitmişti ve beni çok etkilemişti. ANADOLU Ben Anadolu’yum!.. Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç. Şükrederek kalktığım sofralarımda Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç. Hastalarım vardı ölüm yataklarında Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç. Devlet deyince hep vergi geldi aklıma Jandarma denince kırbaç. Zaman zaman nankör çıktı, büyütüp okuttuğum Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç. En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti Üç-beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç. Gittim, yiğitçe döğüştüm gaza meydanlarında Ne tak-ı zaferler istedim ne taç. Savaşta çiğnetmedim Hilâl’i düşmanlara Barışta düştü üstüme gölge gölge Haç. Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ Alın terine muhtaç. Ben Anadolu’yum, acılı, mahzun Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç. Yavuz Bülent BÂKİLER * * * 7 Haziran 2018 tarihinde Yeni Söz gazetesinde Fırat İpek’in yaptığı mülakatta Yavuz Bülent Bâkiler şunları söylüyor: KOMÜNİST OLMADIĞIM İÇİN DÜŞMANLIK DUYDULAR 1964-68 yılları arasında Ankara Radyosu’nda kısa dalga yayınlarında ‘Posta Kutusu’ isimli bir program hazırlıyordum diyen şair ve yazar Yavuz Bülent Bâkiler, “O program münasebetiyle Stalin ve Roj Verd arasındaki görüşmeyi ele aldım. 1945 yılında İkinci Dünya Savaşı sonrası Yalta’da buluştular. Rusya ABD’den yeni bir devlet kuracak kadar ayni ve nakdi yardım aldı. Ben bunu programda ortaya koydum, belirttim” dedi. Bülent Bakiler, “Radyolarımızda o yıllarda 1964-68 yılları arasında pırıl pırıl tertemiz, su katılmamış yani 24 ayar Marksist komünist insanlar vardı. Bunlar Stalin’i Stalin’in kızı Svetlana’dan daha çok seven insanlardı. Bu bakımdan benim 1945 Yalta görüşmelerinden bahsetmeme katiyen tahammül edemediler. Bu program münasebetiyle programlardan çekip aldılar ve iki yıl sadece zarf açma vazifesi verdiler. Bu benim antikomünist olmamdan kaynaklandı. Yani radyodaki komünistler komünist olmadığım için çok büyük düşmanlık duydular ve beni yayınların dışında tuttular” diye konuştu. TÜRK KELİMESİNDEN RAHATSIZ OLDULAR Ankara Radyosu’ndan ayrıldım ve daha sonra Ankara televizyonuna geçtim diyen yazar Bâkiler, “Burada ‘Anadolu’da eski Türk Başkentleri’ diye bir dizi program hazırladım ve sundum. O ‘Anadolu’da Eski Türk Başkentleri’ isimli program orda ki bilhassa Türk kelimesi, bizim bir takım Marksist düşünceli kimselerin veya bölücü zihniyete mensup olan kimselerin öfkesini celb etti. Dikkat edin bunlar çok mühim. Bu programı hazırladığım için, Genel Müdürlük binasından aldılar ve Güniz sokakta TRT’nin misafir hanesinin bodrum katına sürdüler. Bodrum katıda vakti zamanında odun kömür bulunan bir yer, pencereler açık, duvarlar tamamen toz toprak içerisinde. İki yıl da orada kaldım” diyerek neler yaşadığını anlattı. Devamı Yarın

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.