ESKİ KIRIKHAN’I ÖZLÜYORUM « Kırıkhan Olay Gazetesi-Hatay'da Hızlı doğru tarafsız haberciliğin merkezi

25 Nisan 2024 - 13:41

ESKİ KIRIKHAN’I ÖZLÜYORUM

ESKİ KIRIKHAN’I ÖZLÜYORUM
Son Güncelleme :

15 Ocak 2020 - 9:55

“Eski çamlar bardak” oldu diyeceksiniz.Eski,mazinin karanlıklarına gömüldü,gitti diyeceksiniz. Eski, yıpranmış, pörsümüş,çürümüş, buruşmuş, arızalanmış diyeceksiniz. Ben o gözle görmüyorum eskiyi. Kendi yaşadığım eskiyi hararetle arayıp, özlediğimi söylesem çok garip karşılayacaksınız belkide.

Eskiyi özlemeye niye gerek duydum o halde. Bu kadar imkan ve bolluk içerisinde yüzerken yoksulluk, garibanlık niye özlensinki

Dostlar,her şey bolca nimet,bolca ikram,bolca şatafat ve bolca servet değildir.İnsani değerler,hasletler,samimiyet,dostluk,vefa,ihlas,kısaca ahlaki değerler olmadıktan sonra dünyevi şatafatlı hayatın hiçbir anlamı olmaz. Maalesef imkanların iyileşmesi ile bu kutsal kavramlarımızı kaybetmeye başladık.Bolluk bizlere ahlaki çöküntüler yaşatmaya başladı.Keşke milli ve ahlaki değerlerlerimizle maddi gelişmeleri birlikte devam ettirebilseydik.

Eski Kırıkhan;Nurdağları’nın doğu eteklerinde kurulan;o dağların buz gibi havasını soluyan, hayat kaynağı sularını yudumlayan mütevazi bir şehirdi. Delibekirli’den gelen tertemiz suları kanallar ve arıklarla şehrin her tarafına dağılırdı.Kanatlı caddesindeki arıklarda esnaf,ayaklarını su içerisine uzatarak serinlemeye çalışırdı.Bu gün bu arıklar neredeyse tarih oldu.Dinlenmeye gittiğimiz ceviz yokuşu çevresi beton yığını haline geldi.Elimizi kolumuzu sallayarak tur attığımız cadde ve sokaklar araba mezarlığına döndü.Şehrin merkezinde briket ve mermercilerin gürültüsü kulaklarımızı tırmalamaya devam ediyor.Daracık kaldırımlarımız işgal ediliyor, çok önemli kavşaklarımız satıcılar tarafından sahipleniliyor,ana caddeler kiralık ya da satılık arabalarla sürekli meşgul ediliyor.Seyyar satıcılar avazları çıktığı kadar bağırıyor.Merak ediyorum bu şehrin denetleyicileri yok mu?

Eski kırıkhan’ın sessizliğini,temizliğini,gürültüsüzlüğünü özlesem sizce yerinde değil mi?

Eski Kırıkhan’da ezan vakitlerinde sala sesleri yankılanırdı. Ali Uğraş hocanın yanık sesiyle yankılanırdı Kırıkhan. Her camiden yükselen ulvi nidalar ezan ve ilahi sesleri şehre daha güzel manalar kazandırırdı.Kur’an kursu’n da kuran bülbülleri şakırdı.Kitapçı Şahabeddin hoca’nın kuş yuvası gibi mütevazi kitap dükkanında şehrin ileri gelen hocaları ilmi sohbetler yaparlardı. Bu ortamı hazırlayanların çoğu bu gün aramızda değil.O boşluğu çoğu zaman dolduramıyoruz.O fetva ehli büyük insanların eksikliğini görüyorum.Örnek davranışlarını arıyorum, yokluklarına üzülüyorum.

Eski Kırıkhan’ın eskiden bu yana Çarşamba günleri ‘erbaa’ pazarı olurdu. Çevredeki ilçelerin halkı da bu pazara iştirak ederdi. Çevrenin doğal ürünleri satılırdı. Hepsi yerli olurdu.Her ürünün kendine has kokusu , tadı ve lezzeti burunlara hoş gelirdi. Kodallı’nın pürçüklüsü, Abalaklı’nın marulu, Körhallı’nın peyniri, Telbizek’in portakalı, Delibekirli’nin Karamehmet narı, Soğuksu’nun kayısısı, Ceylanlı’nın çökeleği, Bektaşlı’nın lahanası kapış kapış satılırdı.Bu ürünler eskisi kadar kalmadı. Şimdi o ürünlerin saflığını, bolluğunu özlüyorum.

Eski insanlarda gördüğüm samimiyeti,hoşgörüyü, yardımlaşmayı,sevgiyi,ilgiyi göremediğim için ona üzülüyorum.Maalesef bu durum tüm insanlığın en önemli problemi haline geldi.Herhalde bu gidişle eskiyi daha çok arayacağız.Tarihimizden ve değerlerimizden kopmadan yeni bir geleceğe doğru yürümek dileğiyle.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.