Hayalimi saldım geçmişe doğru
Tatlı hatıralar misafirim oldu
Kah ağlattı ,kah gülümsetti beni Yerime yurduma sığmaz oldum
Kimi zaman nefeslerim tıkandı
Kimi zaman gözyaşlarımla
Gönlümün pası yıkandı
Geçmişe özlem,yıprattı bedeni
Eskiyen hafızam zor dayandı

Eğri büğrü bükülen sokaklarda Koskocaman bir tarih vardı
Gelenekler,görenekler,kültürler İçli ilahiler yanık türküler
Sokaklara dolup taşardı
Omuzda kıl torbalı çobanlar
Hayvanları meydanda toplardı
Oğlakların,kuzuların sesleri
Gönlümüzü ısıtır,okşardı

Balı Mehmet, gara mustık, gazi imam
İncirin dibine renk katardı
Yorgun düşen çavuşlar, ameller
Çınarların dibinde yatardı
Toplanma yeriydi,topak taş, köy meydanı
Kamil dayı kasaplık yapardı
Ahraz Halil sebze meyve getirir
Ev ev dolaşarak satardı
Masereler kurulur üzümler ezilirdi
Kesmeler tane tane damlara dizilirdi
Köpük köpük savrulurdu bekmezler
Yapraktan kaşık yapılır yenilirdi
Paşa Apık, Şıh Abdullah pirdi maserede
Bahçeler sulanırdı, çimilirdi derede
Kitirlerin değirmeni vardı kahyaların hızarı
Kuyulardan içerdik buz gibi suları
Yolcu taşırdı Haydarın Jipi ,Cemil’in minübüsü
Yük çekerdi Dağlar Kralı ,Antepli Yusufun şavrulesi
Küçük köse tatlıyla, Ali Usta pikap’la
Anıldılar köyde bu güzel lakapla

Oraklarla,tırpanlarla ekinler biçilirdi
Şelek yapar hanımlar, sırtlarda çekilirdi
Binbir zahmet kurulurdu harmanlar
Hayvanlara gem vurularak dövülürdü
Sonra can simidi oldu patoslar
Birazcık olsun rahatlandı dostlar
Velhasıl işçilik,yorgunluk alından ter dökülürdü

Daha genç yaşta tazecilik beller bükülürdü
Benim köyüm şehitler,gaziler diyarıdır
Ün yapmış hocasıyla, ilmiyle,kisvesiyle
Yetişmiş Hacı Mustafa Efendi’nin dersiyle
Hoca Abdullah, Hacı Ahmet ve Sıtkı efendiler
Köylüye istikamet verdiler,yön verdiler Ali Efendi imiş köylünün sözünü söyleyen
Haksızlık oldumu,karşısında gürleyen Çerko Hoca olmuş köyün
ilk resmi imamı Hoporlö yoktu,gür sesiyle okurdu ezanı
Hasan hocalar, Osman Baykuş’lar Kur’an bayrağını ellerinde tutmuşlar
Yükselmiş kurstan tekbir sesleri İnlemiş dereler,arşa çıkmış nefesler
Ali baba, elde tesbih zikir çekerdi “Allah“ dedimi, sokaklar inlerdi Ceren emmi neşe dolu,nükte doluydu
En yaşlımız Culha Mehmet, kuloğluydu
Fevzi emmi, ulu çınardı bir tarihti,
Eski muhtar siyasette çok mahirdi
Kırk yıla yakın muhtar oldu Aşık efendi
Kim rakip olduysa onları yendi
Coşkun’dur şimdi köyümüzde muhtar
Didiniyor, çabalıyor köy için planları var
Dostlar galiba,geçmişe çok daldım
Dizginleri kırdım,gönlümü ileriye saldım
Geleceği düşündüm,geçmişe köprü kurdum
Eğribucak benim baba ocağım, atayurdum.
Hayallerimi,rüyalarımı süsleyen
Anadolusun Biricik köyüm,
Allah seni mahşere dek korusun.